Türkiye’nin evvel milli parkındaki kar kuyuları görenleri geçmişe götürüyor
YOZGAT – Türkiye’nin ilk milli parkı Yozgat Çamlığı Milli Parkı’nda mevcut bireşimli kar kuyuları, görenleri geçmişe götürüyor.
Yozgat Çamlığı Milli Parkı bünyesinde barındırdığı 5 yüzyıllık doğal ağaçları, bir nice bitki ve efsanevi türlerinin yanı sıra eş olduğu özellikleriyle özen çekiyor. Yozgat halkı üzere majör bir değer olan Çamlık Milli Parkında 60-70 sene öncesine büyüklüğünde birlikte yerel umum marifetiyle katıksız frijider kendisine senelerce isabet kar kuyuları bulunuyor. Özellikle yaz mevsiminde Yozgat halkının genişlemek, eşya, içeceklerini durmak ve dondurma yapımında kullanılmak üzere yapay yollardan elde edilen 16 adet kar kuyusu Çamlık Milli Parkında meydan alıyor. Bunlardan 2 tanesinin toprakla dolan içi temizlenirken kar kuyularını görenler geçmişe yolculuk ediyor.
Asırlık ağaçlar ortada drone ile görüntülenen 4 metre derinlikteki kar kuyuları, misilsiz manzarasıyla üstelik namına hayran bırakıyor.
Yozgat Çamlık Milli Parkına anbean kar kuyularını görüntüleyen Erdoğan Budak isimli yurttaş, “Büyüklerimizden duyduğumuza bakarak çamlıkta haddinden fazla sayıda kar kuyusu var. Bunlar 1950’li yıllarda saf soğutucu adına kullanılıyormuş. Kışın kar yağınca bu kuyulara karlar basılıyormuş daha sonra konusunda yer seriliyor ve hasır, giyim serilerek havayla teması kesiliyormuş. Literatür sıcağında de bu karlar çıkarılarak hem dondurma yapımında hem dahi ayrımlı içeceklerde kullanılıyormuş. Vaktiyle vatandaşlar soğukta durmasa müstelzim eşyalarını, gıdalarını burada vikaye ediyormuş. Kar kuyusunun eni 6 metreyi, derinliği birlikte 4 metreyi buluyor. Yavaş Yavaş toprakla buralar meşbu elan aşkın de olduğu söyleniyor.” dedi.
Kar kuyularını ilk kez gördüğünü söyleyen Hüseyin Budak ise, “Kar kuyuları çok hoşuma gitti, fotoğraf çektim. Çevremdeki insanlarla paylaşıyorum fotoğrafları. Bu kar kuyularıyla ait yaptığım araştırmalarda daha önce insanların buraları natürel frijider namına kullandığı, yiyeceklerini ayırmak için kullandıklarını öğrendim. Gökçe Yazın bile açılmak üzere kullandıklarını öğrendim, bura çokça hoşuma gitti.” şeklinde konuştu.
