Son dakika haberi: FETÖ’nün Poyrazköy soruşturmasındaki intizam davasına devam edildi

İstanbul’birlikte, Fetullahçı Yıldırı Örgütü’nün (FETÖ) ” Poyrazköy’bile ele geçirilen cephane” soruşturmasında nizam kurduğu gerekçesiyle haklarında dava açılan 68 sanığın yargılanmasına bitmeme edildi.

İstanbul 33. Alçak Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi’nin karşısındaki salonda tanıdık davanın 8. duruşmasına, 5 mevkuf sanık, müştekiler ve yan avukatları katıldı.

Duruşmada, ayrıksı suçlardan mevkuf olan ve ayrımlı illerde bulunan kâh sanıklara Curcunalı ve Fon Bilişim Sistemi (SEGBİS) eliyle bağlanıldı.

Tutuksuz maznun eski polis güçleri Sarp Öğreten, savunmasında, 2007’birlikte polis güçleri akademisinden çıkışlı olduğunu belirtti.

Çalıştığı yerleri anlatan Öğreten, davaya bahis soruşturmalarla ilişkin dijital verileri inceleme grubunda “değerlendirmeci” adına çalıştığını söyledi.

Öğreten, “İddianameyi incelediğimde şahsıma müteveccih değme suç isnadı görmedim. Davaya laf edilmem raporların tıpkı kısmında imzamın bulunması nedeniyledir. Bazı algılar yüzünden davaya laf edilmişiz. Varsayım var, ön yargı var, suçluymuşuz kabilinden muameleye tabi tutuluyoruz. Hep bizim imge sürecinin öncesini ilişkin iddialar. ‘Cemaat bir bölük kamu görevlisini seçmiş Türkiye’birlikte. Onları bir araya getirmiş. Onlar da tonga kurmuş.’ kabilinden bire bir alacak yaratılmaya çalışılıyor. Neden bu davaya hoppadak anlaşılan benzeri uyuşma namına dahil edildik, onu bilmiyorum.” dedi.

Türkiye’nin o dönemki konjonktürünün değişik olduğunu savunan Öğreten, şöyle devam etti:

“O ant 23 yaşındayım, komiser yardımcısıydım. Görev sürem süresince yolsuzluk olsaydı bittabi ki ikircik duyardım ama seçkin husus normal akışında bitmeme ediyordu. Sivil lisede okuduğumda cemaatle bir dönüş tanışıklığım oldu. O ahit ailemin cebin çıkması nedeniyle devam etmedim. Sonradan mesleğe başladığımda gine kontak kurdum, sohbetlerine katıldım. Bu şekilde 2015’e kadar bitmeme ettim. Eskişehir’e tayinim çıktıktan bilahare ilişkim olmadı.”

ByLock kullandığını dile getiren Öğreten, “Aplikasyon mağazasında vardı uygulama. Kurumsal e-postamla indirdim. On Paralık kararsızlık duymadım. Bu örgütsel bir bilinçle yaptığım eylem değil. Öyle olsa zat ismimle, soyadımla indirmezdim. Ehil tabirini bilinçli seçiyorum. Zira o ant dini inancım nedeniyle katılıyordum. Sonradan ‘FETÖ’ olan insanların faturasını bize kestiler. Dini inancının gereğini sürdürmek demokratik ünsiyet devletinde suç değildir. O günde bugün da var tarikat, cemaat. Bugün bunlar nasıl süssüz karşılanıyorsa, o günün şartlarında üstelik bunu işine karıştırmadığın sürece tıpkısı sohbete akmak yanlışlık değildi.” diyerek konuştu.

Sınavlarda istifham çalındığı iddialarını duyduğunu ancak inanmadığını anlatım eden Öğreten, örgütün sohbeti esnasında bunu sorduğu birinden “kısmen makul” yanıtını aldığını, ondan sonra kendisi üzere işin renginin değiştiğini ve örgütle görüşmediğini öne sürdü.

Tutuksuz maznun çarkıt polis Salih Tuna de istimara uzmanı kendisine dijitallerin okuryazarlık kısmıyla ait fariza yaptığını söyledi.

İddianamede bahsi güzeşte operasyonlarda ve hazırlık ile delillendirme aşamalarında bulunmadığını istikbal süren Tuna, hakkındaki suçlamaları akseptans etmedi. Tuna, “Görevim, sâdır sayısal materyallerin incelenmesi halinde yazmış olduğum değerlendirmeler. Kamu hizmeti yürütme ettim. Bu soruşturmalar haricinde ayrıksı rapor hazırlamadım.” dedi.

Örgüt ile ilişkisinin ortaokul yıllarında başladığını kaydeden Tuna, “2007’da, evlilik sürecinde kopma yaşadım, eşim cemaatten olmadığı üzere. Ankara’ya nasıp olduğum dönemler kopmuştum. Ankara’dan sonradan maşrık görevi amacıyla Ağrı’evet gittiğimde ByLock yükleyip kullandım. Sohbetlere gittim. Gidip geliyorduk, cesaret ilişkisi vardı. Din vardı arada.” ifadelerini kullandı.

Duruşma, gayrı sanıkların savunmalarının alınması amacıyla 24 Ilk Teşrin Pazartesi gününe ertelendi.

İddianameden

Poyrazköy davasının çeri sanıklarının bile aralarında bulunduğu 87 kişinin “yakınan”, Genelkurmay Başkanlığının ise “yanlışlık duyurusunda bulunan” olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ ile ilgilendiren birçok davada örgüt üyeleri veya yöneticileri oldukları gerekçesiyle yargılanan ve ara sıra dosyalarda egemenlik giyen sakat güvenlik müdürleri Ulvi Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazım Aksoy, Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Mahdut Atayün’ün yanı sıra sakat Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklandıktan sonradan Silivri’ye götürüldüğü araçtaki görüntüsüyle gündeme mevrut Gafur Ataç’ın de aralarında bulunduğu 68 güç maznun namına bulunuyor.

İddianamede, Poyrazköy soruşturmalarına dayanak teşekkül eden adsız ihbarların FETÖ/PDY zarfında “Bilgi İşlem Mesulü (BİM)” kendisine meydan kayran sivil şahıslar evet da aracısız anket işlemine katılan yahut istihbari çalışmalarda işyar manşet görevlilerince yapıldığı vurgulanarak, bu nedenle bilcümle araştırmalara rağmen söz konusu ihbarları yaptıkları öne sürülen sevimli ya de kişilerin belirleme edilemediği kaydediliyor.

İddianamede, söz konusu soruşturmada eğleşme aramalarına katılan, bilirkişi raporu ve tespit tutanakları düzenleyen personelin çoğunun ByLock programını kullanmış olmaları, bu kişilerin esasen FETÖ/PDY’ye ait değişik soruşturmalarda karanlık adına muamelat görmeleri kabilinden hususlar dikkate alındığında, sormaca ve takip makamında fariza alan kişilerin teşkilat namına cereyan ettikleri kanaatine ulaşıldığı belirtiliyor.

Sanıkların hukuka ters başlatılan ve mütevali bitmeme eden, “Poyrazköy” namına aşina soruşturmalarda aktif fariza aldıkları bildirilen iddianamede, 15 Orak Ayı çarpış girişimi sonrası çıkarılan KHK’ler kapsamında kamu görevinden ihraç edilen sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı zarfında bulunarak üstlerinden aldıkları kaime ve talimatlar doğrultusunda anket işlemlerine ve öncesindeki tedarik aşamalarına katıldıkları anlatılıyor.

Sanıklardan eski itimat müdürleri Nazmi Ardıç, Az Atayün, Ömer Köse, Kazım Aksoy ve Mutlu Ekizoğlu’nun hukuka muhalif başlatılan ve ardışık bitmeme eden “Ergenekon” isimli soruşturmalar kapsamında “Poyrazköy”, “Içeri Eylem Planı” ve “Amirallere Suikast” namına tanıdık soruşturmalarda hareketli şekilde görev aldıkları belirtiliyor.

İstenen cezalar

İddianamede, 68 sanık hakkında zincirleme olarak “kamu görevlisi yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal, kamu görevlisi nüfuzu, matematik ve hileyle hürriyeti kısıtlama, tanıt uydurarak iftira ve amme görevlisinin resmi belgede sahteciliği” kabil suçlardan ceza talebinde bulunuluyor.

Eski inanma müdürü Ömer Köse’nin 11 misil zincirleme halinde “kamu personeli yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 22 yıldan 66 yıla, 37 nöbet “kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama” suçundan 222 yıldan 777 yıla, 86 posta “tutamak uydurarak iftira” suçundan 129 yıldan 516 yıla ve zincirleme şekilde “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan üstelik 6 yıldan 16 yıla kadar kalkışmak için 379 yıldan 1375 yıla kadar mapushane cezasına çarptırılması iddianamede temenni ediliyor.

Benzer suçlardan çarkıt itimat müdürleri Kazım Aksoy’un 280 sene 6 aydan 1012 yıla, Az Atayün’ün 223 yıl 6 aydan 1189 yıla ve Oğuzhan Ceylan’ın üstelik 314 sene 6 aydan 1155 yıla büyüklüğünde hapisle cezalandırılması maksut iddianamede, sanıklardan Abdulkadir Bayat’a 181 sene 6 aydan 664 yıla, Ahmet Davulcu’evet 126 yıldan 433 yıla, Ahmet Uğurlu’ya 153 yıldan 580 yıla, Bekir Peker’e 195 yıldan 739 yıla ve İsa Akyüz’e da 195 yıldan 739 yıla kadar mapus cezası verilmesi öngörülüyor.

İddianamede, sanıklar Mualla Bariz, Hüseyin Işıldak, Mehmet Özdemir, Mustafa Tezcan Alaç ve Salih Yılmazoğlu’nun “silahlı yıldırı örgütü üyeliği” suçundan, Mantalite Yıldırım’ın ise “kamu personeli nüfuzu, matematik ve hileyle hürriyeti kısıt” suçundan 6 yıldan 21 yıla, 2 öğün “kanıt uydurarak iftira” suçundan 3 yıldan 12 yıla ve müteselsil şekilde “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan de 6 yıldan 16 yıla kadar kalkmak amacıyla 15 yıldan 49 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulunuluyor.

Share: