Nazır Nebati’nin minimum sevap hakkındaki, “Güçlükle gelirliye, zavallı fukaraya yöneltmek artağanlık getirir” sözlerine Akşener’den sert tepki: Bu ne utanmazlıktır

İYİ Öğür Umumi Başkanı Meral Akşener, partisinin kadro toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Milyonların kilitlendiği minimum sevap pazarlıkları sırasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yaptığı “Minimum ücretliye da, memura de, emekliye dahi hangi verilse haklarıdır. Ev gelirliye, zavallı fukaraya yüklemek artağanlık getirir” sözleri bile Akşener’in gündemindeydi.

“HAYIRDIR SAYIN NAZIR SADAKA MI DAĞITIYORSUNUZ?”

Vekil Nebati’ye haddinden fazla kaba aksülamel gösteren Meral Akşener şu ifadeleri kullandı; “Bu ne cürettir! Bu hangi utanmazlıktır! Bu ne saygısızlıktır! Kendinize eş! Hayırdır sayın bakan sadaka mı dağıtıyorsunuz? Lütufta mı bulunuyorsunuz? Kendinize kadın.

“HAZİNEDE KAÇ YETİMİN HAKKI VAR BİLİYOR MUSUNUZ?”

Siz babanızın değil, milletin hazinesinin başında duruyorsunuz! Eş şirketinizde, toplumsal ağırbaşlılık projesi yürütmüyorsunuz; devlet yönetiyorsunuz, şevket. Yandaşlarınıza peşkeş çektiğiniz ve batmaya mahkûm ettiğiniz o hazinede; birçok yetimin hakkı var, biliyor musunuz? Paramızı pul ettiniz, yetmedi. Gücümüzü on paralık ettiniz, yetmedi. İtibarımızı ağızlara sakız ettiniz, yine yetmedi. Demincek de milletimizle kolpo mı geçmeye başladınız?

“BU MEVKI SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

Eğer fındık büyüklüğünde aklınız, ballıdarı çekirdeği büyüklüğünde vicdanınız varsa (ki ego on paralık sanmıyorum), söylediklerime dolgunca kulak verin. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin sahibi, aziz ve cefakâr Türk milletidir. O yüzden haddinizi bilin!”

“TEKLİF TOPLULUK İTTİFAKI ÇOĞUNLUĞU İLE MECLİS’TEN GEÇİRİLDİ”

İYİ Parti Umumi Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde; “Sözlerimin başında meclis gündemine gelecek ucube bire bir yasadan konuşmak istiyorum. SELIM Tümen iktidarı sendikal örgütlenmeye yüzdelik 2 barajı getirerek, organ kaybı ateş parçası lehtar sendikaları kurtarmaya çalışıyor. Bunu yaparken da gayrı sendik üyelerine üç buçuk sendika muamelesi beğenmek istiyor. Bu düzenleme daha önceki Danıştay yoluyla tağyir edilmişti. İktidar ise rastgele zamanki ünsiyet tanımazlıklarıyla bu kat oranı yüzde 1’den 2’ye çıkararak baştan getiriyor. Düzenlemeden kısaca 250 memurumuz etkilenecek. 9 konfederasyonun de faaliyetlerine bitmeme etmesi kabil olamaz. daha çok de yıpranmamış sendikaların kurulmasının önüne geçilmiş olacak. Antrparantez zaman bu çatının altında hep siyasetçilerin tümünü katarak söylüyorum, gazi meclisimizin beher mensubunun için birlikte izin barajları direne direne aşma iradenizi arz iyi anlayan benim. SELIM Tümen’ye yerinde ucube tıpkı düzenleme ile alın karşıyayız. gereken tepkiyi verdik fakat milletimizin aleyhine olan seçkin teklifte olduğu kabil bu teklif de Halk İttifakı çoğunluğu ile Meclis’ten geçirildi.

“FAKİRLİĞİ BİTİREMEYECEKSENİZ ILLET O MAKAMLARI İŞGAL EDİYORSUNUZ?”

Zaman ülkemizde iktidar eliyle oluşturulan tıpkı cumhuriyet altını krizinin sonuçlarını artık hayatımızın her alanında hissediyoruz. Herhangi Bir kadının güvencesi olan cumhuriyetimizi beğenmeyenlerin, çocuklarımızı açlığa , gençlerimizi mutsuzluğa, kadınları da endişeye mahkum ettiği ayrımsız iz distopya ile savaşım ediyoruz. Biliyorsunuz, birkaç ahit geçmiş, Vazıh Elif yavrumuz, dokunaklı koşullarda yaşadığı ve aç bırakıldığı için hayatını kaybetti. Elan 6 yaşındaydı… Fer Elif’e bunları yerinde gören vicdansızları Allah’a havale ediyorum! Demincek kudret cenahından bazıları çıkıp, utanmadan; ‘Zaten anne-babası cezaevindeymiş, akrabaları keskin davranmış, değme şeyden dahi iktidarı suçlamayın’ diyecekler. Seçme antlaşma olduğu gibi, bu görüngü amacıyla da, ‘bizim hangi suçumuz var ki?’ diyecekler. Bu ülkede tıpkısı yavru öldü tıpkısı bala! Hem de açlıktan öldü! Hem üstelik kırıcı bakıldığı amacıyla öldü! Soruyorum size: Çocuklarımıza sahip geçmek, devleti yönetmen iktidarın görevi değilse, kimin görevidir? İşine geldiğinde; ‘Dicle’nin kenarında, kurdun kaptığı ayrımsız koyun dahi benim mesuliyetim altındadır’ diyenler, işine gelmediğinde ölen elan 6 yaşında tıpkısı çocuğumuzun sorumluluğunu üzerinden atabilir mi? Atamaz! Eğer muazzam Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kullanan ayrımsız kudret çocuklarımızı koruyamıyorsa, insanlarımızı iyesiz, kimsesiz bırakıyorsa ve caba mesuliyet almaktan bile kaçıyorsa ortada, ‘ben mevki yönetiyorum’ diyerek gezemez! Kardeşim, siz bahçe korkuluğu musunuz? Fakirliği, muhtaçlığı, açlığı bitiremeyecekseniz neden o makamları obstrüksiyon ediyorsunuz? Vakit Kaybetmeden özlük zenginliğinizi bulmak üzere mi oradasınız? Hemen yandaşlarınızı bu milletin cebinden çıkanlarla zengin almak bağırsak n mi oradasınız? O koltuklarda Sarayda sefa sürüp, şaşalı yemekler yemek, hususi uçakla, maça gidip katılmak amacıyla mi oturuyorsunuz?

“SENDEN ADISYON SORACAĞIM CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN”

Sayın Erdoğan temas sıkıştığında, ‘Bu bahis siyasetin konusu değildir’ diye niteleyerek, işin içinden sıyrılamazsın. Sana bakarak neyin siyasetin konusu olup olmadığı, beni kıvılcım ilgilendirmiyor. Engin birikiminin ve derin fikirlerinin cefasını, elhak milletçe yıllardır çekiyoruz. Beni, Eskişehir’deki Aydınlık Elif ilgilendiriyor, ve onun üzere senden adisyon soracağım!Beni, Van’daki Aşure Ayı ilgilendiriyor, ve onun için senden adisyon soracağım!Beni, Adana’daki Emine ilgilendiriyor, ve onun üzere senden hesap soracağım!Sen bu memlekette dirlik süresince yaşarken, kestane ballarıyla, camız yoğurtlarıyla, Medine hurmalarıyla, âlem sürerken, yokluktan, yoksulluktan ölen, açlığa hükümlü ettiğin çocuklarımız için, senden hesap soracağım! Bu kürsüden defaatle gündeme getirmeme rağmen rüzgargülü projemizi devreye kabul etmek namına, utanmadan yasaklattığın için senden adisyon soracağım! Bunlar daha bol günlerin! Milletimizle umum ele verip, siyasal rantı çocuklarımızın hayatına tercih eden bu kalpsizliğin, bu vicdansızlığın hesabını sana sandıkta soracağım! Hiç alçalma ika, çok bir iki kaldı.”

Share: