Kırmızı ette maliyetler hangi söylüyor?

Türkiye’bile üreticiler, ağızotu ve erke kabil girdilerin haddinden fazla çok yükselmesi zımnında önümüzdeki günlerde vücut ve süte yüzdelik 30’luk bindirim bekliyor. Üreticiler bedel artışının durması amacıyla yem gibi girdilerde destek istiyor.Birlik Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, önümüzdeki günlerde kırmızı vücut ve süt fiyatlarında tahminî yüzdelik 30’luk tıpkı zam beklediklerini açıkladı.

Ulusal Cilt Konseyi’nin verilerine bakarak akıbet ayrımsız yılda kırmızı vücut fiyatları yüzde 115 artma göstermişti.

Solakoğlu, ürettikleri beher litre benzin üzere üreticinin 8 lirayı aşan maliyetle karşılaştığını bunun gâh bölgelerde elan de faziletli olduğunu belirtirken çiğ sütte 7,5 lira olan çekicilik fiyatının kendilerini zarara uğrattığını söylüyor. Bu şartlarda jale benzen kurum fiyatının 10 liranın üstünde olması gerektiğine vurgu eden Solakoğlu, çiftçilerin süt üretimini bırakıp hayvanlarını kesime gönderdiğini anlatıyor.

Üretimin azalmasının ise tüketicinin karşısına kıtlık ve zam adına çıkacağını rapor eden Solakoğlu, “Türkiye, özlük besicisine al ette 90-92 teklik gurur fiyatı belirlerken sıkı dışındaki üreticiye elan efdal fiyattan kurum fiyatı veriyor. Yani zat üreticimize zarar ettirip ithal edilen zooloji üzere 110 lira çekicilik fiyatı belirliyoruz. Türkiye’deki yetiştirici beis ediyor amma et ithal ettiğimiz ülkedeki müstahsil servet kazanıyor. Bu politikanın neresinden tutarsanız elinizde kalır” diyerek konuşuyor.

Türkiye Kırmızı Cilt Üreticileri Hat Birliği Umumi Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut bile DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmelerde hem üretimdeki zorlukların hem de durdurulamayan maliyet artışlarının altını çiziyor.

Karabulut, üreticiyi en çok zecrî girdinin yemleme masrafları olduğunu belirtiyor. Yemleme giderlerinin mecmu maliyetler içindeki payının yüzde 60’ı aştığını, aktarılma dolaşma bunun yüzdelik 70’i bile geçtiğine değinen Felaket, bunun yanında saman fiyatlarının birlikte artık “müthiş seviyelere” çıktığını dile getiriyor.

Sıkıntı, sabık yıl tonu 750 lira olan samanın 2 bin 250 liraya kadar çıktığını, yağışlı ve çoğalan sabık sezona rağmen fiyatların düşmediğini ve stokçuların denk yükselttiğini sav ediyor.

Karabulut, şu anda besiciler için 1 kilogram cilt üretmenin maliyetinin 110 lira olduğunu tabir ediyor.

Ürünün fiyatı maliyetler büyüklüğünde hızlı artmıyor

Çorum’birlikte kırmızı deri üretimi yapan Alican Özarslan ise üreticinin sorunlarını şöyle anlatıyor:

“Maliyetlerdeki artışla başa geçmek kabil değil. Mail döneme büyüklüğünde benzen üretimi gerçekleştiriyordum. Ancak yaşadıklarım beni benzin üretimi üstüne pişman etti. Maalesef engel etmemek mümkün değil. Artık takkadak besicilik yapıyorum. Burada de maliyetler çok avcı. Sabık sene bu aylarda bin 500 liralık gelen mahiye cıvıltı faturamız şu dakika 7 bin liraya daha çok. Personel başına giderler geçen yılın başında 4 bin liraydı şu dakika 7 bin liranın üstünde. Kullandığımız gani nitelik ant çuval fiyatı haddinden fazla gücük sürede 200 liradan 300 liraya daha çok. Motorindeki artışı dahi eklediğinizde sonsuz zam açmak zorunda olduğumuzu görüyoruz. Fakat bizim ürünümüzün fiyatı maliyetler büyüklüğünde aceleci artmıyor ve kötülük ediyoruz.”

Alican Özarslan’ın vurguladığı enerji giderlerinin arık üzere görünmesine rağmen yetiştirici amacıyla oldukça çetin benzeri denge olduğunu söyleyen Yekpare Süt, Deri ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, “Üreticiye ‘Sizin elektrikle, motorinle işiniz mi var?’ diyorlar. Lacerem olmasın? Biz ürettiğimiz sütü anlaşılan bir derecede ağrımak zorundayız. Tıpkısı şekilde kesilen etleri bile hemencek soğutmak zorundayız. Ortamların aydınlatılması ve yemlerin karıştırılması amacıyla etkin aletler var. Bunların hepsi enerji buyurmak” diye konuşuyor.

Felaket: Önümüzde gri benzeri safiha var

Üreticiler, girdi maliyetlerindeki artışın hakeza devam etmesi halinde raflardaki ürünlere kullanılmamış zamların da kaçınılmaz olduğunu söylüyor.

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Eşkâl Birliği Genel Komutan Yardımcısı Nazif Karabulut, önümüzdeki aylarda üreticiyi dahi tüketiciyi bile boz aynı tablonun beklediğini dile getiriyor.

Sorunun bütün ayrımsız olduğunu ancak çözümlerin liyakatsiz olduğunu anlatan Sıkıntı, “Bu işin tek ve en çalışkan çözümü ağızotu fiyatlarının düşürülmesi evet bile üreticiye yaşayan tıpkı yem desteğinin verilmesidir. Yemleme fiyatları düşmedikçe müstahsil servet kazanamaz. Müstahsil servet kazanamazsa üretim yapamaz ve fiyatlar elan dahi acul artar” diyor.

Desteklerin acilen artması gerekiyor

Yıllardır seçme makule ürünün fiyatının derakap arttığını ancak üreticiye verilen desteğin çokça beş altı arttığını hatırlatan Felaket, “Gelinen noktada sunulan destekler mütezayit yem fiyatlarının birlikte çok tembel kalıyor. Önce bunların düzeltilmesi gerekiyor. Arada yalpak var. Üreticilerin üretimden vazgeçmemesi amacıyla, elan makul fiyatlara tüketicilerin ürünlere ulaşabilmesi üzere bu desteklerin çarçabuk arttırılması gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.

Fiyat artıyor, kalite düşüyor

Üreticiler, önümüzdeki günlerde fiyatların henüz de faziletli olacağı uyarısını yaparken yıpranmamış efsanevi ücretlerine bile özen çekiyor. Alican Özarslan, “Daha geçmiş 6-7 bin liraya aldığımız hayvanlar şu dakika 20 bin lira. Bu hayvanları bizim iyicene besleyip satmamız gerekiyor. Bu üstelik ortalama 20 bin liralık ilişik maliyet buyurmak. Olur biz bu hayvanları 40 bin liraya şüphesiz satacağız? Fabrikalardan aldığımız yemlerin fiyatı artarken kalitesi düşüyor. Yani biz ant kilo fiyatına daim henüz aşkın vermek zorunda kalıyoruz. Ama kalitesi bozulan yemler hayvanlara elan az kilo aldırıyor. Yemi kendimiz üretmeye çalıştığımızda ise çok faziletli tıpkı maliyetle karşılaşıyoruz. Yani ne yapacağımızı tığ da bilmiyoruz” diyor.

Üreticilere göre erke, deva, ağızotu ve tezek fiyatlarındaki artışın yanı sıra Türk Lirası’ndaki derece kaybının de bir şekilde devam etmesi kış ayları yaklaşırken yetiştirici ve bitiren üzere faturanın kabarması anlamına geliyor.

Share: