Gaziantepli Depremzede Hatice İmrak: “Avrat Tutmak Seçme Anlamda Zordu, Depremde Bu Meşakkat İki Katına Bundan Sonra”

MUHAMMET FATİH BAŞCI

Gaziantep’te depreme yakalandıktan bilahare Burdur’a mevrut depremzede Hatice İmrak, “Kadın koyulmak seçkin anlamda zordu. Depremde bu ağırlık maalesef iki katına daha çok. Kadınlar gününün rengini az buçuk önceki arkadaşlarla üstelik konuştuk mordur. Mor keyfiyet kadının yüzüne gözüne değil, aksesuarına yerinde. Herkesin kadınlar gününü kutluyorum ” dedi.

Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlere Gaziantep merkezde yakalanan ve annesi, babası ve 2 kızı ile Burdur’a mevrut depremzede Hatice İmrak, Burdur Belediyesi Engelliler Dikiş-Al Atölyesi’nde fahri adına depremzedeler ve ailesi amacıyla mahsulat dikerek depremin etkisinden çıkmaya çalışıyor.

“O ZAMAN HİÇBİR ÖZ DÜŞÜNEMİYORSUN”

Eşinin gitmek zorunda olduğu için Gaziantep’te kaldığını belirten Hatice İmrak, depremde ve sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Gaziantep’te Süslü El Sanatları Idareci Öğreticisi olarak Umum Eğitim Bilimi Merkezi’nde fariza yapıyordum. Depremden belde şu anda Burdur’dayım. Yer Sarsıntısı yadigâr başladığında uykudaydık. Kızlarımın yanına gidip onları kucaklamaya çalıştım. Çök, rabıta durumunu hiçbir devir yakalayamadık zira depremin şiddetiyle duvardan duvara öyle çarpıldık ki ayakta durmak, kapanmak imkansızdı. O an hiçbir molekül düşünemiyorsun. Yalnızca çocuklarım ne olacak, yıkılırsa hangi yapacağım düşüncesi oldu.

Duvarların patlaması, sesler daha çok kafamızda canlanmaya başladı. O dakika benzeri henüz eve girmeden Burdur’a yola çıktık. Şimdi Valilik bizi aynı aparta yerleştirdi. Ailem ile apartta kalıyorum. Eşim mecburen işlemek zorunda olduğu için Gaziantep’te kaldı. Ego iki kızım, annem ve babamla gelişigüzel burada yaşıyorum.

“ÜRETMEYİ, ÖĞRETMEYİ, ÖĞRENMEYİ SEVEN BİRİYİM”

Ego Gaziantep’te umum eğitimde idareci belletici olduğum amacıyla üretmeyi, öğretmeyi, öğrenmeyi dost biriyim. Benim dahi Burdur’a benzeri katkım olsun istedim. Deminden burada hem kendime tıpkısı şeyler dikiyorum hem bile depremzede arkadaşlarım üzere, ailelerimizin üzere tıpkı şeyler ongun fırsatım oluyor

“KADIN GÖRÜNMEK HER ANLAMDA ZORDU, DEPREMDE BU MEŞAKKAT 2 KATINA ÇIKTI”

Depremde kadın kalkmak… Esasta eş oluşmak her anlamda çokça baskı. Tabi kim yer sarsıntısı takkadak de biricik düşündüğün özdek genç erkek. Özlük canından geçmiş kâfi ki evladın dışarıya çıksın, analık içgüdüsü, o çok apayrı tıpkı husus. Anadan Görme yaşıyoruz, türbanlıyız, gaflet halinde yakalanmışız, kayırıcı, esas hiçbir özdek düşünmüyorsun. Sadece evladım kurtulsun gerisini hallederiz düşüncesiyle çıkıyorsun amma dışarıda baş döndürücü yağmur, üstümüz, başımız ipince, ayağımızda terlikler, çorap bile bulunmayan, baran lüks derecede yağıyor, sevimsiz. Doğrusu eş tutmak temas anlamda zordu. Depremde bu ağırlık maatteessüf iki katına bundan sonra.

“MOR KEYFIYET, KADININ YÜZÜNE, GÖZÜNE DEĞİL, AKSESUARINA YAKIŞIR”

Rabbim depremi aynı elan hiç kimseye yaşatmasın. Avrat olsun, eş olsun ana anlamda haddinden fazla el amma depremde maalesef evladını kaybeden annelerimiz oldu. Depremi yaşamayan insanların birlikte çetin anlamda bizi anladıklarını düşünüyorum. Burada benimle beraber ağlayan arkadaşlarım oldu. Burada beni evire çevire dinleyip anlamaya müteharrik, anlayan arkadaşlarım var. Allah ayrımsız henüz tek kimseye yaşatmasın. Kadınlar gününün rengini biraz evvel arkadaşlarla da konuştuk mordur. Mor renk kadının yüzüne gözüne değil aksesuarına yakışır. Herkesin kadınlar gününü kutluyorum.”

“BILDIRME IRI HEDEFİMİZ İNSANLARIN MUTLULUĞU”

Burdur Belediyesi Engelliler Terzilik-Dek Atölyesi Uz Öğreticisi Naile Özkan ise şöyle konuştu:

“Arkadaşlarımızdan depremi kıpırdak Hatice ile tanıştık. Bilcümle depremzedelere apotr olmaya çalışırız. Buraya gelsinler. Canımız sıkılıyor diyenler, moral ulaşmak isteyenler, psikolojik yönlerini güçlendirebilmemiz amacıyla elimizden geleni yaptığımıza inanıyoruz. Bahtiyar oluyoruz. Onları topluma vermek, tıpkı şeyler verebilmek, meslek edindirebilmek, genişlik azından evlerin çıkıp aynı şeyler yapabilmeleri kendilerini bile mutlu ediyor, bizi dahi bahtiyar ediyor. Yeryüzü iri hedefimiz insanların mutluluğu.”

Share: