Erzurum’daki satıh araştırmalarında 5 bin almanak olduğu anlayış edilen objeler bulundu

Erzurum’un Hınıs ilçesinde yapılması planlanan höyük kazıları öncesi gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında 5 bin yıllık olduğu değerlendirilen objeler bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen Atatürk Üniversitesi öncülüğünde planlı satıh araştırmalarında ele geçirilen eserler arasında cıda ucu, ok uçları, seramikler, testiler, tunç, bakır ve taş asar ile yapımı 5 bin yıllık tarihe cemaat olduğu düşünülen objelere rastlandı.

Doğu Küçük Asya Bölgesi’nde daha önce ayrımlı bölgelerde yapılan kurgan kazılarında şimdiye kadar bulunan eserlerin benzerlerinin birlikte satıh araştırmasında ilk defa rastlanılan asar birlikte saha aldı.

Farklı üniversitelerden 21 akademisyenin destek verdiği satıh araştırmalarında, vücudundaki uzuvları birlik namına işlenmiş halde tunçtan “Asıl Ilahe” idolü ile “Büyük İskender” namına bastırılmış gümüş sikke bulundu.

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kazı Bilimi Bölümü Doktor Asistan ve Hınıs Satıh Araştırması Başkanı Rüya Parlıtı, AA muhabirine, çalışmaların, nazirsiz ve bilinmezliklere topluluk arkeolojik göstergeleri ortaya çıkardığını söyledi.

Bölgedeki kalıntıların şu dakika amacıyla milattan önceki 3’üncü bin yıldan, milattan geçmiş 300’e kadar uzandığının göstergesi olduğunu ifade fail Parlıtı, “Yüzey araştırmalarında bir tane çıngı bilcümle uzuvlarının mamul, Doğu Küçük Asya arkeolojisinde benzerine rastlanmayan göz, ağız, ast üst ve bütün cinsiyeti sarih yerine meful tıpkısı ‘asıl mabude’ bulundu. Elde edilen bulgular çerçevesinde şu zaman amacıyla havza geçmişinin Geç Kalkolitik ve Er Bronz Çağı’na kadar uzanmakta olduğu söylenebilir.” diye niteleyerek konuştu.

“Muş Ovası ile Erzurum Ovası ortada ayrımsız intikal koridoru”

Parlıtı, Hınıs yüzey araştırmalarındaki bambaşka bir sahada yapılan çalışmada ise ayrımsız sayı “razor” denilen kazıyıcı ile maden kalıbına rastlandığını anlattı.

Razorun milattan önce 3200’lü yıllara ilgili olduğunu öngördüklerini belirten Parlıtı, şöyle konuştu:

“Bu çalışmalar kısaca 10 almanak tıpkısı projedir. Bu yıl ilk defa satıh araştırmaları yapılmaya başlandı. Bölgede bitmeme fail kazı çalışmalarının olduğu başka höyüklerde bile ayrımsız eserlerin örnekleri var amma Hınıs’ta bir nice yapıt var ve bunların çokları ilk defa ele geçirildi. Burayı Muş Ovası ile Erzurum Ovası ortada benzeri geçiş koridoru olarak tanımlamak mümkün. Satıh araştırmalarında ayrıca Erken Tunç Çağına ilişkin olduğu öngörülen taş statü ele geçirildi. Bu eserlerle üstelik nahiye geçmişinde o döneme ilgili izlerin var olduğunu ispatlamış olduk.”

Parlıtı, yüzey araştırmaları esnasında mevcut “ana mabude” objesinin ise 5 bin almanak geçmişe erbap olduğunu dile getirdi.

Satıh araştırmalarına grup üyesi olarak katılan Dr. Araştırma Görevlisi Mesut Ceylan bile bugüne büyüklüğünde Erzurum coğrafyasında tespiti yapılan Büyük İskender yerine bastırılmış dördüncü sim sikkeye ulaştıklarını aktardı.

Ahu, “Civar yüzünde Herakles başı betimi kayırıcı yüzünde ise tanrı Zeus elinde asa ve kartalı ile tahtta oturmuş tıpkı şekilde betimlenmiş. Bulguların sayısının kazılar başlayınca artacağını ve henüz değişik objelerin elde edileceğine inanıyoruz.” dedi.

Share: